30 Mayıs 2020

TOROSLARIN KARŞISINDAKİ KADİM ŞEHİR: GAZİANTEP

COVID-19 günleri sonrası yapacaklarınız konusunda notlar oluşturmaya başladıysanız medeniyetler beşiği Gaziantep’te gezintiye çıkıp en güzel kahveyi yudumlamayı ve meşhur çarşılara uğramayı listenize eklemeyi unutmayın.
 
Romalıların Antiochia ad Taurum, yani “Torosların karşısındaki Antakya” dediği Gaziantep’teyiz. Sonradan “han toprağı” (Hititçe), “pınarı bol” (Farsça), “pınarın gözü” (Arapça) anlamına gelen Ayıntap adını alan ve zamanla Antep’e dönüşen kentin gazi unvanının nereden geldiğini tabii ki hepimiz biliyoruz. Çünkü Gaziantep denince çoğumuzun aklına ya bu konu gelir ya da şehrin görkemli tarihi ve lezzetli yemeklerinin yer aldığı mutfağı... Birçok medeniyeti ağırlayarak insanlık tarihine binlerce yıldır tanıklık eden şehrin turistik durakları ise Gaziantep’i ziyaretçileri için daha cazip hale getiriyor.
 
Tahmis Kahvesi
Gaziantep’in en meşhur mekanlarından biri, Tahmis Kahvesi. 1635’den bu yana hizmet veren bu eski kahvehane, şehrin en değerli simgelerinden. Menengiç kahvesini daha önce hiç tatmadıysanız burada sizi güzel bir sunum beklediğini söyleyelim. Bakalım kahvenin yanında ikram edilen, yabani fıstık türü menengiç yemişini beğenecek misiniz?
 
Bakırcılar Çarşısı
Gaziantep’te turistlerin ilgisini çeken bir başka mekan, Bakırcılar Çarşısı. Burası, yıllardır kendini bu işe adayan el sanatı ustalarının eserlerini hem ürettiği hem sergilediği hem de sattığı yer. Bu çarşılar kompleksindeki ahşap kaplamalı dükkanlar ve taşlarla döşenmiş sokaklar, ziyaretçilerini eski zamanlara götürüyor. Bakırcılar Çarşısı’nda sokaklara kemerli girişlerle açılan tek katlı dükkanların tarihinin 19. yüzyıla dayandığı tahmin ediliyor.
 
Zeugma Mozaik Müzesi
Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesi, iki bin yıllık mozaikleri bizlerle buluşturuyor. Zeugma’daki mozaikler, 13 renk armonisinden meydana geliyor. Define avcılarının zarar verdiği eksik parçalar ise lazer sistemiyle tamamlanıyor. Meşhur “Çingene Kızı” isimli eser de dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olan Zeugma’da muhafaza ediliyor.
 
Sofdağı Yaylası
Şehrin kültürünün yanı sıra, etkileyici doğasını da görmek isteyenler için Sofdağı Yaylası ideal bir durak. Güneydoğu Toroslara dahil olan Sofdağı’ndaki, 400 metre yükseklikteki yaylanın tepeleri kayalıklardan meydana geliyor. Buraya çıkıp Gaziantep’i seyretmek isteyenlere kuş ve su sesleri eşlik ediyor. Oksijeni bol olan yaylanın batısındaki Sofdağı İçmesi ise yöre halkına göre iç hastalıklara ve cilt sorunlarına iyi gelen, şifalı bir kaynak suyu.
 
Doğanın belleğinden izler
Gaziantep’teki bir başka doğal güzellik, Köklüce Kanyonu. Suvarlı sınırında Kırkgöz ismi verilen kaynaklardan gelen su, beş kilometre uzunluğundaki vadi boyunca kanyondan akarak ilerliyor; Araban Ovası’nı geçerek Fırat Nehri’ne dökülen Ardıl Çayı’nı meydana getiriyor. Köklüce Kanyonu, bu çayın binlerce yıl boyunca yumuşak kireçtaşı kayaları oymasıyla oluşmuş. Şehrin gizli cenneti olan kanyon, profesyonel dağcılar tarafından sık sık ziyaret ediliyor.
 
Almacı Pazarı
Şehrin doğası ve tarihi kadar lezzetine doyum olmayan yiyecekleri, mutlaka kulağınıza gelmiştir. Almacı Pazarı, bu yiyecekleri erzaklar halinde bulabileceğiniz bir alan. Antep fıstığı, baharat, salça, kurutulmuş meyve, dolmalık patlıcan, cevizli sucuk ve daha nicesi… Yöreye özgü sayısız yiyecek çeşidi burada satılıyor. Tavsiyemiz, Almacı Pazarı’nın son durağınız olması çünkü burada elleriniz to