31 Mart 2020

KAZAKİSTAN’DA DOĞA, KÜLTÜR VE TARİH İÇ İÇE

Kazakistan, görkemli dağları, kanyonları, ormanların çevrelediği eşsiz gölleri, kentlerinin hayranlık uyandıran mimarisi, büyüleyici sanat merkezleri ve tarihe tanıklık eden mekanlarıyla doğa, kültür ve tarihi kucaklıyor.
 
Kazakistan Orta Asya’da bulunan, yüz ölçümü oldukça geniş ve değerli doğal kaynaklara sahip bir ülke. Düzenliliğiyle kendine hayran bırakan eski başkent Almatı’dan Tamgalı'daki arkeolojik buluntulara, her sene nisan ayında pembe flamingoların ziyaret ettiği Saryarka’dan çam ormanlarının çevrelediği Burabay Gölü’ne dek uzanan pek çok doğal güzelliğe ve tarihsel yapıya ev sahipliği yapan ülke, dokusunda farklı kültürlerin, mimari ve kentsel özelliklerin derin izlerini taşıyor.
 
Astana Operası
2013 yılında açılan opera evi Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da bulunuyor. Yapımına devlet başkanı Nazarbayev’in girişimleriyle başlanan bina, üç yılda inşa ediliyor ve kısa sürede ülkenin kültür sembolü haline geliyor. Klasik mimari özelliklere sahip, etkileyici yapının içinde Kazak folkloruna ilişkin işleme ve heykeller de var. Yüksek teknoloji ile sanatı bir araya getiren, izleyicilerin etkileyici bir sanatsal deneyim yaşaması için tasarlanan operada ulusal bestecilerin eserlerinin yanı sıra, Puccini, Çaykovski, Verdi gibi dünyaca ünlü bestecilerin çalışmaları da sergileniyor. Orta Asya’daki en büyük opera olan Astana Operası, pek çok uluslararası ödüle de sahip.
 
Auezov Tiyatrosu
Kazakistan Devlet Tiyatrosu (Auezov Tiyatrosu) adını Shakespeare, Gogol, Çehov gibi yazarlarının tiyatro metinlerini Kazakçaya çeviren ve uzun yıllar üniversitede Kazak edebiyatı dersleri veren Muhtar Avezov’dan alıyor. Tiyatro Almatı’da, Esentai Nehri’nin yanı başında bulunan binasına 1982’de taşınıyor ve binanın önüne Avezov’un heykeli yerleştiriliyor. 2008’de restorasyonu tamamlanan Auezov Tiyatrosu yenilenmiş yapısıyla pek çok oyuna ev sahipliği yapan bir kültür merkezi.
 
Zenkov Katedrali
Diğer adı Yükseliş Katedrali olan yapının inşası 1907 yılında tamamlanmış. Oldukça çarpıcı renklere sahip katedral, Panfilov Parkı’nın içinde bulunuyor. Katedral yalnızca göz alıcı görselliğiyle değil, mimarisiyle de ilgi çekiyor. Pavlovich Zenkov’un dizayn ettiği katedral, 56 metrelik uzunluğuyla dünyadaki en yüksek ahşap yapılardan biri. Alaçam kullanılarak inşa edilen yapıda ufak parçalar haricinde metal malzeme kullanılmamış. Katedralin bir diğer özelliği ise aynı zamanda bir mühendislik harikası olması. Binanın yapımında yer alan mimar ve mühendisler 1887’de Almatı’daki pek çok yapıyı yerle bir eden depremi göz önünde bulundurarak katedrali olası bir depreme hazırlıklı olacak şekilde tasarlıyor. Nitekim 1911’de gerçekleşen depremde yapımı esnasında alınan önlemler neticesinde katedral hiçbir zarar görmüyor.
Katedralin içinde bulunduğu Panfilov Parkı da oldukça önemli bir ziyaret mekanı. Parkın girişinde İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilere karşı savaşırken yaşamını yitirenler anısına yapılan bir heykel bulunuyor. Her sene 9 Mayıs’ta insanlar heykelin önüne çiçekler bırakarak savaşta ölenleri anıyor. Kazakistan tarihindeki önemli olaylara ve karakterlere ilişkin başka figürlerin de heykellerinin bulunduğu parkın düzenlenmesinde de Zenkov’un büyük rolü var. Geniş ağaçlığı ve yeşil alanlarıyla park pek çok ziyaretçiyi ağırlıyor.
 
Kazak Halk Müziği Enstrümanları Müzesi
Enstrüman müzesinin bulunduğu yapı da Zenkov Katedrali gibi Panfilov Parkı’nda bulunuyor ve inşası katedralle eş zamanlı gerçekleşen bu bina da ahşaptan yapılıyor. 1980’e kadar resmi kurum olarak hizmet veren yapı bu tarihten itibaren müze olarak kullanılıyor. Kazak müzisyen Ykylas’ın adını taşıyan müzede bazıları 17. yüzyıldan günümüze ulaşan binden fazla enstrüman sergileniyor. Bunlar arasında Kazakistan’ın ünlü müzisyenlerinin yıllarca kullandığı kişisel enstrümanlar da var. Yedi salonu olan müzede konser salonu da bulunuyor.
 
Baykonur Uzay Üssü Tarihi Müzesi
1995’e kadar Leninsk adını taşıyan Baykonur şehrinin tarihi çok eski değil, şehir 1950’li yıllarda inşa edilmeye başlanıyor. Ancak şehrin uzaycılık tarihindeki yeri tahmin edileceğinden çok daha büyük. Dünyanın en eski uzay üssü, Baykonur’da bulunuyor; Sputnik 1, Yuri Gagarin’in uzay aracı Vostok 1 ve uzaya gönderilen ilk canlı olan köpek Layka’nın içinde bulunduğu Sputnik 2 uzay aracı buradan uzaya fırlatılıyor. Böylesi bir tarihe sahip bu şehirde uzaycılıkla ilgili hiçbir yapının bulunmaması elbette düşünülemezdi. Baykonur Uzay Üssü Tarihi Müzesi de uzay üssünün, üssü inşa eden ve uzay üssünde çalışan bilim insanlarının hikayelerini paylaşmak amacıyla 1968’de inşa ediliyor. Dört salondan ve bir galeriden meydana gelen müzeyi yılda yedi bin kişi ziyaret ediyor. Müzede ayrıca uzay üssüne ve uzaycılık tarihine ilişkin pek çok film ve kitap bulunuyor. Uzay üssünün bulunduğu alanda bir de kozmonot korusu var. Yuri Gagarin’den itibaren uzaya giden her kozmonotun yolculuktan önce ağaç diktiği bu bölge zamanla koruya dönüşmüş.
 
Charyn Kanyonu
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Büyük Kanyon’la karşılaştırılan Charyn Kanyonu Charyn Milli Parkı’nın sınırları içinde yer alıyor. Kanyonun giriş bölümüne “Kaleler Vadisi” adı veriliyor. Burada uzunlamasına biçimler almış ve tümü farklı tonlara sahip doğal şekiller bulunuyor. Vadiyi etrafında ağaçların da bulunduğu Charyn Nehri takip ediyor. Nehirde yüzmek, balık tutmak, sala binmek mümkün. Farklı zamanlarda biriken çökeltilerin turuncudan kahverengiye uzanan ve güneş ışığıyla her saniye farklılaşan tonları kanyonu büyüleyici bir mekan haline getiriyor. Yerel bir rehber olmadan kanyonda dolaşmak önerilmiyor zira birbirine oldukça benzer şekillerle kaplı bölgede kaybolmak olası. Almatı’ya iki saat uzaklıkta bulunan kanyona kolayca erişilebiliyor.
 
Kölsay Nehirleri
Tanrı Dağları’nın arasında bulunan üç nehirden oluşan bu bölgeye “Tanrı Dağları’nın İncisi” adı veriliyor. Ormanın çevrelediği göller öylesine berrak ki mavinin en güzel tonları ile yeşilin birlikteliği olağanüstü bir manzara ortaya çıkarıyor. 30 metre derinliğindeki ve 36 kilometre uzunluğundaki gölün zeminini görebilmek bile mümkün. Toplu taşıma ya da taksiyle ulaşılabilen göller birbirine yürüyüş yollarıyla bağlanıyor.
 
Şımbulak Kayak Merkezi
Trans-İli Ala Dağları’nın üst kısmındaki vadide Orta Asya’daki en büyük kayak merkezi yer alıyor. Kasım ayından mayısa dek karın yoğunluğunu koruduğu bölge özellikle orta seviyedeki ve usta kayakçılar için oldukça ideal bir merkez. Şımbulak’ta kar kayağını sevenler için pek çok alternatif bulunuyor. Kayak merkezinde geceleri de kayak yapılabiliyor.
 
OTOKAR KAZAKİSTAN’DA
Otokar; Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri ve Romanya’nın ardından Kazakistan'da kurduğu şirketle faaliyet göstermeye başladı. Kazakistan Nur-Sultan’daki Astana International Financial Center’da (AIFC) konumlanan Otokar Central Asia Limited, başta Kazakistan olmak üzere, Orta Asya bölgesindeki mevcut ve potansiyel kullanıcılarıyla buluşacak. Haberin detayları için tıklayın.