30 Mart 2020

GEÇMİŞTEN GELEN HUZUR: ESKİŞEHİR

Her daim huzur veren ve büyük şehirlere nazaran daha yaşanası bir yer olan Eskişehir, sakin kalan gözde bir şehir olarak şimdilik kendini koruyor.
 
Eskişehir adıyla müsemma; yani oldukça eski bir şehir. Tarihi çok eskilere dayandığı için bu adı alan kente dair ulaşılan en eski bilgi, MÖ 14. yüzyılda Hititlerin burayı merkez alarak bir devlet kurduklarına dair. Hititlerden iki yüzyıl sonra gelecek olan Frigler, buraya Dorylaion ismini vermişler. Lidyalılara, Perslere, Romalılara ve Osmanlılara da ev sahipliği yapan Eskişehir, tarihin izlerini her köşesinde taşıyan kentlerden biri. Tarihe ev sahipliği yapmasının yanı sıra, sakinliğiyle de dikkat çeken kent bir o kadar da dinamik. Şehrin büyük bir kısmını öğrencilerin doldurması burayı hareketlendirip geliştirse de kentin sakinliği ve huzuru kendini koruyor. Eskiyle yeniyi bir araya getiren şehri gezmek isteyenlerin Arkeoloji Müzesi, Hava Müzesi, Yunus Emre Müzesi, Demiryolları Müzesi, Mihalıçık Köyü, Midas Anıtı, Gerdekkaya Mezarı, Kaya Sarnıcı’nı da mutlaka görmeleri gerektiğini hatırlatmadan geçmeyelim.
 
Şehrin göz bebeği
Sakarya Irmağı’nın en uzun kolu olan Porsuk Çayı, kentin ortasından geçiyor. Çayın çevresinde kalan alanlara “Adalar” diyor Eskişehirliler. Göze hitap eden ve ferahlık veren Porsuk Çayı ve çevresi her yaştan insanın, çoğunlukla da öğrencilerin sohbet edip dinlenmek için sık uğradığı yerlerden. Venedik’i andıran Porsuk’ta katılabileceğiniz bot ve gondol turları hem içinizi açacak hem de sizi epeyce keyiflendirecek.
 
Tarih öncesinden izler
Mağaralar bize göremediklerimizi fısıldayan gizemli mekanlardır. Eskişehir, bu gizemli mekanlara ev sahipliği yapan kentlerden. Sarıkaya, Yelinüstü ve Yelini mağaraları tarih öncesine yolculuk yapmayı sevenler için ideal. İnsanlar tarafından kullanıldığına dair bulgular barındıran üç katlı Sarıkaya Mağarası, çakmaktaşı yontma girişimlerine ait kalıntılara ve ziyaretiniz boyunca sizi gözetleyen dikitlere sahip. İki bölümü olan Yelinüstü Mağarası, yağışlı havalarda tavanından su sızdırsa da eski zamanlara ait şekilleri barındırıyor. Yelini Mağarası’nda ise yol aldıkça soğuğu iliklerinizde hissediyorsunuz.
 
Tarihte keyifli bir yolculuk
Şehir mimarisinde tarihi yapılarla artık çok az hoşbeş oluyoruz. Dar ve kıvrımlı sokaklarıyla dikkat çeken Odunpazarı ve yakın zamanda restore edilen Odunpazarı Evleri, sizi yakın tarihte keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Türklerin Eskişehir’e ilk yerleştikleri yer olarak bilinen Odunpazarı’nın ilginç bir hikayesi de var: Eskişehir civarlarına yerleşmeye karar verenler Odunpazarı’na ve Porsuk Çayı’na ayrı ayrı koyun ciğeri asmışlar ve hangisi daha çabuk bozulursa öteki yere yerleşmeye karar vermişler. Odunpazarı’ndaki et daha uzun dayandığı için ilk olarak buraya yerleşildiği söyleniyor.
 
Lületaşı diyarı
Eskişehir’de görülmesi gereken yerlerden biri de dünyada ilk ve tek olma özelliğine sahip Lületaşı Müzesi. Lületaşlarının en önemli kaynaklarına bu şehirde rastlanıyor. Hem hafif hem dayanıklı hem de estetik olan bu taş, toprağın altından çıkarılıp işleniyor. İlk çıkarıldığında ıslak olan lületaşı, işlendikten sonra kurumaya bırakılıp gittikçe hafiflemeye başlıyor.