30 Mart 2020

DİJİTAL DÜNYANIN İLKLERİ

Kullanmaya alıştığımız dijital uygulamaların temellerinin ne zaman atıldığını, bu teknolojilerin hikayelerinin nasıl başladığını biliyor musunuz?
 
Bugün e-posta teknolojisinin olmadığı bir hayat düşünebilir miyiz? Onca mesajı nereden, nasıl ve hangi hızla karşı tarafa ulaştıracağımız büyük bir dert olurdu. İnternet siteleri olmasaydı bilgiye kolay ulaşamazdık, iş süreçlerimiz de epey yavaşlardı. Her gün mutlaka birkaç kez uğradığımız Instagram, Facebook ya da Twitter hayatımıza hiç girmemiş olsaydı sıkılır mıydık dersiniz? Peki, bu teknolojilerin ne zaman ortaya çıktığı aklınızda mı? İşte, hem hayatımızı kolaylaştıran hem de eğlenmemizi ve öğrenmemizi sağlayan dijital dünyanın ilkleri…
 
E-posta
Sizce ilk e-posta kaç yılında atıldı? Hemen söyleyelim; 1971’de! Bugün hâlâ popülerliğini koruyan e-posta teknolojisi, Bolt Beranek and Newman adlı teknoloji şirketinde çalışan Ray Tomlinson tarafından keşfedildi. Şirket o dönemde Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı bünyesine bağlı olarak geliştirilen, dünyanın ilk ağı ve bugünkü internetin öncüsü olan ARPANET’i kullanıyordu. Tomlinson da insanların bu ağ üzerinden iletişim kurabilmeleri için bir yazılım üretmek istiyordu. Bunun için dosya transfer programı CPYNET ile SNDMSG adlı mesaj gönderme yazılımını birleştirmeliydi. Derken Tomlinson, ilk denemeyi yaptı ve yanındaki bilgisayara bir mesaj yolladı. Kullanıcı ve bilgisayar ismini birlikte yazabilmek için araya “@” karakterini koydu; böylece ilk e-posta adresi, “tomlinson@bbn-tenexa” oldu. İlk e-posta olarak kabul edilen bu mesajda, Q klavyede yan yana gelen QWERTYUIOP harflerinin yazdığı söyleniyor.
 
İnternet sitesi
Bakmayın şu anda milyonlarca internet sitesi olduğuna; bir zamanlar bunlardan sadece bir tane vardı. İngiliz bilgisayar bilimci Tim Berners-Lee, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) çalışırken ilk internet sitesini kurdu. 1991’de yayına alınan bu sitede internet ağının ne olduğundan bahsediliyordu. İnternet siteleri, hem teknoloji hem ticaret dünyasında çok sevildi ve on yıl içinde eBay, Amazon, Google gibi siteler ortaya çıktı. Bu sayfalar; iletişim, alışveriş, bilgi kaynağı gibi konularda insanların vazgeçilmezi oldu. Böylece dijital bir devrim de meydana geldi.
 
İnternet tarayıcısı
Bugün sınırsız sayıda internet sitesine erişebilmemiz için gerekli olan bir diğer şey de tarayıcılar. Peki, bugünkü Google Chrome, Mozilla Firefox veya Internet Explorer’ın öncüsü olan ilk tarayıcının ne olduğunu merak ediyor musunuz? 1991’de ilk internet sitesini kuran Tim Berners-Lee’nin geliştirdiği tarayıcıya grafik arayüzü eklemek ve kullanımı kolaylaştırmak için Marc Andreessen ile Eric Bina, 1993’te Mosaic isimli bir tarayıcı yaptılar. Andreessen kendi firmasını kurunca Netscape adını alan tarayıcı, o dönemde dünya çapında yüzde 90 kullanım oranıyla liderdi.
 
Sosyal medya
“İlk sosyal medya platformu hangisiydi?” diye soracak olursanız bunun yanıtını vermek biraz zor. Çünkü sosyal medya, paylaşım ve iletişim işlevi aynı kalmakla beraber yıllar içinde birçok platformla birden hayatımızda yer eden koca bir evren oldu. Bu yüzden aslında e-posta da bir sosyal medya aracı olarak görülüyor. Hem bir paylaşım havuzu oluşturan hem de mesajlaşmayı sağlayan Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya platformlarının temelleri ise 21. yüzyıla ramak kala ortaya çıkan blog’larla atıldı. 1999’da kurulan LiveJournal ve Blogger servisleri, insanların herhangi bir konu hakkında fikirlerini yazıp yayınlayabildikleri blog siteleriydi. 2002’de kurulan ilk popüler sosyal ağ Friendster, paylaşım mekanizmasının tohumlarını attı. 2003’te özelleştirilebilir tasarım seçeneğiyle kısa sürede milyonlara ulaşan MySpace ve iş dünyasına yönelik sosyal ağ LinkedIn ön plana çıktı. Photobucket ve Flickr, görsel paylaşımı konusunda sıkça uğranan popüler siteler haline geldi. Mark Zuckerberg’in 2004’te tanıttığı Facebook, bugün milyonlarca kullanıcı için olmazsa olmaz bir mecra. Binlerce eğitim ve eğlence videosunu barındıran Youtube’u, 2005’te eski PayPal çalışanları kurdu; yüklenen ilk video, kurucu Jawed Karim’in San Diego hayvanat bahçesinde çektiği görüntülerden oluştu. 2006’da kurulan Twitter, bugün milyonlarca tweet’in kaynağı. 2010’da hizmete başlayan Instagram ise onsuz yapamayan kullanıcılarla dolu!
 
Görüntülü konuşma
Görüntülü konuşma deyince aklımıza Microsoft’un Skype’ı, Apple’ın Facetime’ı, Google’ın Hangouts’u ya da Facebook’un WhatsApp’ı geliyor değil mi? Aslında bu teknolojinin ilk kez deneyimlenmesinin üstünden tam yarım asır geçti. Eskiden Bell, bugün ise AT&T adıyla tanınan Amerika Birleşik Devletleri merkezli telefon operatörü, 1964’te tarihin ilk görüntülü aramasını gerçekleştirdi. Telefon altyapısı üzerinden kamera ve ekranla sağlanan, ücreti pahalı olan bu teknoloji yaygınlaşamadı. 2003’te ses ve görüntü aktarımını internet altyapısıyla sağlayan Skype geliştirilince kısa sürede popülerleşti. Geliştirici ekipten bir Estonyalının kendi dilinde kurduğu “Merhaba, beni duyabiliyor musunuz?” cümlesi, milyonlarca insanın uzaktayken yüz yüzeymiş gibi sohbet edebilmesine yönelik atılan ilk adım oldu.